Antikacılık, geçmişin izlerini günümüze taşıyan ve tarihin derinliklerinden gelen eşyaları gün yüzüne çıkaran bir meslek dalı. Bu alanda 44 yıldır hizmet veren bir usta, özellikle asırlık gramofonlarıyla dikkat çekiyor. Antika dükkanında, zamanla yarışan bu tarihi cihazlar, sadece nostaljik bir hava katmakla kalmıyor, aynı zamanda müzik tarihine tanıklık eden canlı birer tarih parçası olarak değerlerini koruyor.
Antikacı usta, gramofonların geçmişteki yerini ve bugün nasıl bir anlam taşıdığını şöyle açıklıyor: "Gramofonlar, sadece müzik çalmıyor; aynı zamanda dönemin sosyal yapısı, sanat anlayışı ve teknolojik gelişmeleri hakkında bilgiler veriyor." Her bir gramofonun kendi hikayesinin olduğunu belirten usta, koleksiyonundaki cihazların her birinin nasıl elde edildiğini, hangi dönemlere ait olduğunu ve hangi şartlar altında korunduğunu kelimeleriyle canlandırıyor. Bu tarihi müzik aletleri, birer zaman yolcusu olarak geçmişten günümüze geçiş yapsalar da, ustanın titiz ellerinde daha uzun yıllar bu serüvene devam edecek gibi görünüyor.
Yüksek sesle çalmanın, müziği köklü bir şekilde zevk almak için yetersiz olduğunu belirten ustaya göre, gramofonlar, dinleyicilere yalnızca notaları sunmakla kalmıyor; aynı zamanda asıl olan duyguları ve anıları da iletiyor. “Bir gramofonun başına oturduğunuzda, o anı yaşıyor, zamanın durduğunu hissediyorsunuz” diyor. İşte bu nedenle, asırlık gramofonlara duyduğu özen sadece bir meslek işlevi değil; aynı zamanda bir tutku ve yaşam tarzıdır.
44 yıllık tecrübesiyle, gramofonların ve diğer antika eşyaların korunması noktasında da önemli bilgiler paylaşıyor. Usta, gramofonların iyi bir şekilde baktığınızda yüzlerce yıl dayanabileceğinin altını çiziyor. Ancak bu aşamada doğru yöntemlerin ve ekipmanların kullanılması gerektiğini de vurguluyor. Örneğin, gramofon plaklarının saklama şartlarının yanı sıra, cihazların belli aralıklarla bakımının yapılması gerektiği konusunu özellikle belirtmekte fayda var. O, sadece alım satım yapmanın ötesinde, antikaların değeri hakkında farkındalık yaratmanın da sorumluluğunu üstlenmiş durumda.
Ayrıca, genç nesillere antikacılığın önemini anlatmak ve bu kültürü yaşatmak için de çeşitli etkinlikler düzenliyor. “Antikalara meraklı olan gençlerin sayısını artırmak için onlara atölye çalışmaları yapıyorum. Onlara sadece nasıl bakacaklarını değil, tarihlerini de aktarıyorum" diyerek, geçmişi geleceğe taşımanın önemine vurgu yapıyor. Bu sayede, antikacılık mesleğine olan ilginin artmasını hedefliyor.
Sonuç olarak, 44 yıllık bu antikacı ustası, gramofonların yalnızca birer eşya olmadığını, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan önemli birer kültür mirası olduğunu savunuyor. Onun için her gramofon, geçmişle bugün arasında bir köprü; dinleyenler için ise unutulmaz anların tazelenip yaşanması için bir fırsat. Antikacılığın, geçmişle kurulan güçlü bağın temeli olduğuna ve bu bağın korunduğu sürece nesiller boyu aktarılacağını belirtiyor. İşte bu yüzden, asırlık gramofonlar, ustanın gözbebeği olarak bu dükkanın en değerli parçaları arasında yer alıyor.