Uluslararası suçlarla mücadelenin en önemli taşlarından biri olan Interpol, tarihi bir kararla 40 yıl önceki bir dosyayı yeniden gündeme taşımaya karar verdi. Konu, Türkiye’de “Yaralı Yüz” olarak bilinen Nazmi’nin izini sürmek. Bu zamana kadar birçok suça karıştığı iddia edilen Nazmi’nin hikayesi, pek çok kişinin dikkatini çekti. Peki, neden bu kadar süre sonra Nazmi’nin peşine düşüldü?
Nazmi’nin adı, 1980'lerde Türkiye'de çeşitli suçlarla anılmaya başlamıştı. Yıllar içinde çok sayıda adam öldürme ve dolandırıcılık suçlaması ile karşı karşıya kalan Nazmi, kendine has yöntemiyle her seferinde izini kaybettirmeyi başardı. “Yaralı Yüz” lakabı, yüzündeki bir yarada kaynaklanıyor; bu, onun tanınmasını zorlaştıran bir faktördü. Türkiye'de birçok kişinin aklında bir yer edinebilmiş olsa da, yakalanması imkansız bir hedef haline gelmişti.
Interpol, suçlu çetelerin ve bireylerin uluslararası düzeyde takibi için kurulmuş bir kurum olsa da, Nazmi'nin uzun süre yakalanamaması birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Birçok iddia, Nazmi'nin örgütlü suçlar içerisinde yer aldığı ve bu çeteler aracılığıyla çeşitli ülkelerde gizli bir yaşam sürdürdüğü yönündeydi. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’nın çeşitli yerlerinde de izleri olduğu öne sürüldü.
Interpol'ün bu dosyayı yeniden açmasının sebepleri arasında, son yıllarda suçlu takibi alanında kullanılan gelişmiş teknoloji ve veri tabanları önemli bir rol oynuyor. Son dönemde güvenlik güçleri, eski dosyaları tarayarak kayıtlarda yer alan ve hala yakalanamamış kişiler üzerinde çalışmalara hız verdi. Özellikle sosyal medya ve biyometrik sistemler sayesinde, yıllar önce kayıtlara girmemiş bilgiler gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu, Nazmi’nin peşine düşülmesi için uygun bir zemin yarattı.
Yakalanma ihtimali artan Nazmi’nin geçmişteki suçu, sadece bir kişinin dramını değil; aynı zamanda daha geniş ölçekli bir suç ağına dair ipuçlarını barındırıyor olabilir. Bu nedenle Uluslararası Polis Teşkilatı’nın kollarını sıvaması, dünya genelinde benzer suçların önüne geçme çabası olarak değerlendiriliyor. Nazmi’nin yeniden gündeme gelmesi, diğer suçluların da benzer bir şekilde uzun süre gizlenmelerinin mümkün olmadığını anlamalarına neden olabilir.
Interpol, Nazmi’yi bulmak için 2024 yılı itibarıyla çok uluslu operasyonlar planladığını açıkladı. Özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yoğunlaşan bu operasyonlar, Nazmi'nin izini bulmak ve onu adalet önüne çıkarmak adına atılacak önemli bir adım olarak nitelendiriliyor. Ancak, Interpol’ün bir yandan bu suçlu ile mücadelesi sürerken, diğer yandan kamuoyunu nasıl bilgilendireceği merak konusu. Doğru bilgilendirme ve kamuoyundan destek almak, Interpol için bu süreçte kritik öneme sahip.
40 yıl aradan sonra Nazmi'yi bulmak, sadece bir ceza davasının kapanması değil, aynı zamanda yıllar içinde yaşanan travmayı da ortadan kaldırmak anlamına geliyor. Yüzlerce insanın hayatına mal olan bir suç çetesi, eğer açığa çıkartılabilirse, toplumda ciddi bir nefret duygusunun ve güvensizliğin azalmasına neden olabilir. Bu da toplumsal adaletin sağlanmasına yönelik önemli bir adım olacaktır.
Sonuç olarak, Nazmi’nin dosyasını yeniden açan Interpol, hem 40 yıl önceki suçların izini sürme niyetinde, hem de modern teknolojiyi bu süreçte etkin bir şekilde kullanmak üzere harekete geçti. Suçla mücadelenin her aşaması dikkatli bir planlama gerektirirken, uluslararası iş birliğinin önemi bir kez daha kendini gösteriyor. Nazmi gibi uluslararası bir suçlunun peşinde olmak, suç dünyasına karşı verilen savaşta önemli bir devrim niteliği taşıyor.